Ülkemizde her bütçeye uygun en üst limitten en alta kadar fiyat, servis, hizmet anlayışıyla ön plana çıkan otellerimiz mevcut. Doğal olarak tatilcilerin kafası karışabilir, kendisine uygun hayal ettiği otel adresini seçmekte zorlanabilir. Önemli olan hangi kriterlere göre otelini seçtiği ve seçerken nelerden etkilendiği. İşte tam burada otel markalarının reklam, tanıtım ve algı yönetiminde ön plana çıkardığı seçicilik, işte bizim farkımız diyerek sunduğu alternatiflerle bir şekilde tatilci tercihini kendilerinden yana kullanması için çeşitli taahhütlerde bulunuyor. Kimisi konumu, kimisi eğlencesi, kimi mutfağı gibi seçenekler sunuyor, özelliklede yüksek fiyatlı oteller değişik konseptleri, farklı konaklama detaylarıyla ilgili oldukça iddialı reklamlar, tanıtım filmleri, sosyal medya çalışmalarıyla yeniliklerini ve farklılıklarını tatilcilerin beğenisine sunuyorlar.
Otelcilikte gerçek lüksün tanımlaması son dönemlerde oldukça popülarist ve rekabetçi bir hal aldı. Tabii ki tatil ve otel tercihleri kişiye göre çok farklılıklar gösterebilir. Kimileri küçük ve butikleri tercih ederken kimileri de büyük bir otelde tatil yapmak isteyebilir. Bir oteli tercih sebebi yapan alsakan crab, İstakoz, havyar, king prown, kobe eti, deniz tarağı, organik ürünler, pahalı içecekler gibi yiyecek içecek hizmetinde sunduklarımı, süit deluxe odalarından tutunda villa odalarına, sahildeki özel kullanım alanlarına, odalarında kullanılan buklet malzemelerinin kalitesi, butler hizmeti, asistan hizmetine, eğlence ve şovlarına kadar daha bir çok özellik sayılabilir. Bunlar tabii ki çok maliyetli, ciddi planlamalar ve araştırmalar sonucunda beğeniye sunulan uygulamalar ancak hem bu imkanları sağlayıp hem de içini doldurabiliyorsanız, tanıtımlarınızda gösterdiğiniz hassasiyeti, ticari kaygıyı tatilciye unutturup yapmacıklıkla yada yapmış olmak için değil harbi harbiye yaşatabiliyorsanız bravo iyi bir iş çıkarmışsınız demektir…
Bu konuya neden değindiğimi merek edenler için gelen bir tatilci mailini sizlerle paylaşmak istiyorum.
“İnsan
niçin tatile çıkmak ister?...
Bu soruya çok çeşitli cevaplar vermek mümkün. Her
bir farklı cevabın da kendi içinde haklılığı vardır. Peki soruyu
değiştirsek ve şöyle desek;
İnsan nerede tatile çıkmak ister?
Bu sorunun yanıtı hemen herkes için aynıdır; Herkes kendisini rahat
ve özel hissettiği yerde tatil yapmak ister.
İşte bu yanıtın gösterdiği adres, hem Arsuz'dur hem de Arsuz
Otel'dir.
Arsuz'dur. Çünkü Hatay'ın ilçesi ve İskenderun'un çok yakınında
olmasına rağmen, yörenin boğucu yaz sıcağından çok fazla
etkilenmezsiniz.
Arsuz'dur. Çünkü, ailenizle birlikte güvenle ve konforla
gezersiniz, kimse sizi rahatsız etmez, kafasını çevirip bakmaz.
Arsuz'dur. Çünkü diğer tatil yörelerine nazaran hem ekonomiktir hem
de kaliteli. Üstelik de tertemiz sıcacık harika bir denizi
vardır.
Arsuz Otel'dir. Çünkü, denize sıfır nefis kıyısındaki bakımlı plajı
ile benzersiz bir lokasyona sahiptir.
Arsuz Otel'dir. Çünkü otelin sahibinden müdürüne, resepsiyon
görevlisinden aşçısına müşteriye özel odaklanma vardır.
Sabah kahvaltısı sırasında size sorarlar istediğiniz özel bir yemek
var mı diye. Antakya mutfağının o enfes tatlarından birini
söylersiniz, akşam yemeğinde tabağınızda bulursunuz. .Bu kez aynı
olay sabah kahvaltısı için tekrarlanır, Kendinizi özel
hissedersiniz.
Arsuz Otel'dir. Çünkü, müşterinin güvenliğini onu hiç sıkmadan,
boğmadan had safhada düşünür ve tedbir alırlar.
Arsuz Otel'dir. Çünkü, 15 Temmuz gecesinde otelin kafeteryasında
tek başına sizin TV başından ayrılmadığınızı ve adeta oraya
mıhlandığınızı gören otel yönetimi siz hiç talepte bulunmadan
sabaha kadar personel ve servis imkanı sunar, Kendinizi önemli
hissedersiniz.
Arsuz Otel'dir. Çünkü, 15 Temmuz ertesinde tatili yarıda kesip
Ankara'ya dönerken otelin sahibi, Ankara'da güvenliğin henüz
sağlanmadığını ve aileyi götürmemenizi söyleyerek ailenizi
diledikleri kadar ücretsiz misafir edebileceklerini söyler,
kendinizi orada olduğunuz ve tatil için orayı seçtiğiniz için
hem şanslı hisseder, hem de Allah'a şükredersiniz...
En lüks, marka bilinirliliği yüksek olan
otellerde konaklamış biri olarak bu duyguları sizinle paylaşmak
istedim”
Tolga Şakir ATİK
Evet,1962 yılından beri kapıları açık olan, üç kuşağı birbirine kavuşturmuş, ticari kaygı, rekabet, iddia, gösterişten uzak, değerleriyle büyüyen, iz bırakan ve düşündüren Arsuz Hotel, Akdeniz’de bulunduğu, coğrafyanın adeta mihenk taşı olmuş, bulutların dağlara rüzgarın ağaçlara, nehrin denize dokunduğu dünyanın yuvarlak halinin uçsuz bucaksız denizle sonsuzluğa yolculuğu gibi hem kendinizi bulduğunuz hem de unuttuğunuz bir yer…
Soner Koca, 19 yıllık bir Arsuz Hotel çalışanı. Gerçek lüks nedir?” Tanımını doğal olarak yaşatan bir isim. Misafirlerinin ayağına taş değmesin diye sabahın ilk ışıklarında denize dalıp nerede ne var inceleyip, çocuklar, aileler denize girerken onları uyaran, işini dörtdörtlük gönülden yapan bir otel emektarı. Lüks localardan denize girerken bırakın denizin içini, merdivenler yosun tuttuğu için kayıp düşenleri, iskele ve havuz kenarındaki kaydırmazları kalktığı için takılıp düşmeye sebep olan çok iddialı otellerin iddialarının çürüdüğü düşünüldüğünde, Soner’in emeği, Süleyman’ın misafirin tandır ekmeği istemesi üzerine annesine evde yaptırıp getirmesi ve bunu reklam için değil misafirine hizmet olsun diye gönülden yapmaları paha biçilemez…
Lüksünüze göre mi tatil yoksa gönlünüze göre mi tatil tercih size kalmış.
Tatil tadında kalın
Turizme dair yatırımlarınızı, planlarınızı, iş geliştirme stratejilerinizi, medya planlamalarınızı, kariyer yolculuğunuzu Alper Tekbaş'a danışın.
[email protected]